Salı, Eylül 25, 2007

Pekmez ve Beyaz Pekmez Yapımı

Geçen sene eylülün 15'inde Çorum'da (merkez) kayınvalidemlerin bağında pekmez yapımını seyrediyordum. Evlendiğimden beri her sene annem kızım bir bağ kaynatmaya gelebilsen, bir görebilsen derdi. 6 yıl boyunca gidip görebilmek kısmet olmamıştı. Geçen sene bir akşam biz geliyoruz dediğimde annem küreye geliyorsunuz dedi. Anlamadım. Meğer "küre" pekmez kaynattıkları ocağa verdikleri isimmiş.

Yapım ve fotoğraf sırasına göre anlatayım. Aşağıdaki fotoğrafdaki oluğun içinde temiz bir çuvala koydukları pekmezlik üzümleri yine temiz sırf onun için saklanan çizmeleri giyip eziyorlar. Eskiden üzümleri çuvala koymazlarmış sonradan akıl etmişler çok daha rahat olmuş. Üzümleri çuvala koyarken onun içine biraz da "pekmez toprağı" denilen beyaz bir toprak koyuyorlar. Bu toprak özel bir toprak ve çevrelerinden ediniyorlar. Pekmeze tat veren de bu toprakmış, eğer iyisi olmazsa pekmezin tadı kötü olabilirmiş.

Üzümler ezilince çıkan üzüm suyuna "şıra" deniliyor. Oluktan akan şıra helkeye (Çorumca kova :)) toplanıyor. Ezilen üzümün posasının adı da "cibre". Bu cibreyi de bir kere daha ezip çıkandan daha sulu biraz daha ekşimsi içimlik pekmez yapıyorlar.

Üzümleri çiğneyen yengem (eltim), bu kıyafette fotoğrafını internete koyduğumu bilmiyor. :)) Fotoğrafın üstünü kestim zaten. ;)

"Katık" denilen süzme yoğurt ile yumurta beyazı iyice ezilerek şıranın içine karıştırılıyor. Bir taşım kaynatılıp dinlenmeye bırakılıyor. Bu karışım şıranın içindeki pisliğin yani tortunun dibe çökmesini sağlıyor. Ölçü olarak da 1 kilo katık ve 2 yumurta beyazı 3-4 helke şıra için kullanılıyor.

Dinlenen şıranın yüzüne çıkan süzerek alınıyor ve pekmez yapımı için "banma" denilen fotoğrafdaki o pekmez kazanına konulup küreye oturtuluyor. 2 helke (kova) şıra için 1 yumurta beyazı ve 1 su bardağı şeker iyice çırpılıyor ve ılıkken şıranın içine karıştırılıyor. Sonra altı tekrar yakılıp kaynamaya bırakılıyor. Yüzüne gelen köpüğü (kef deniyor) alınıp kaynatmaya devam ediliyor. Kıvamına gelene kadar kaynatılıyor. Bu kıvam olayında annem tecrübeli olduğu için tadına bakıp karar veriyordu. Öyle çok koyu satılanlar gibi bir pekmez olmadığını söyleyeyim.


Pekmez olup küreden alındıktan sonra da ilk sıcağı çıkana kadar biraz karıştırılıyor. İşte pekmeziniz hazır.


Ve son olarak da "beyaz pekmez" yapımını anlatayım. Beyaz pekmez benim ve ailemin, ben evlendikten sonra eşimin ailesi tarafından tanıştırıldığı bir tatlı. Bizimkiler çikolata gibi diyorlar, çok sevdiler. Koyu oluyor ve adından da anlaşılacağı gibi beyazlatılmış pekmez.

Önceden kalan beyaz pekmez ile yumurta sarısı çırpılıp normal pekmeze konuyor. Sonra bu pekmez uzun müddet vura vura çırpa çırpa beyazlatılıyor. İlk hali üstte, son hali altta. Bayağı yorucu bir iş. Eskiden kalan beyaz pekmez olmasa da sadece yumurta sarısı katılarak yapılıyor zaten. Önceleri vura vura çırpmak için ahşap şeyler kullanırlarmış. Artık o kadar çok yapmayıp böyle idare ediyorlar.


Şöyle söylemeliyim ki bu kendinin yaptığı normal pekmez çoğu satılana hiç benzemiyor. Çok güzel oluyor, öyle çok aşırı koyu da değil. Pekmezim bitti diye kendi annemlere pekmez ısmarlamıştım iyi bir yerden bulsunlar diye. Bir şişe üzüm ile bir şişe dut pekmezi geldi. Eşim de ben de yiyemedik. O kadar kaynatıp koyulaştırmışlar ki ekşimsi bir tadı olmuş. Ayrıca hangisi dut hangi üzüm o bile ayırt edilemiyordu.

Bu sene ben gidip kendi pekmezimi yapmak istiyordum ama kısmet olmadı. Bugün babam (k.peder), bağdakilere ek olarak pazardan gidip pekmezlik kasalarla üzüm alacakmış ve büyük ihtimalle bu haftasonu pekmez yapacaklar. Bu sene ramazana denk geldiği için biraz geç kaldılar sanırım...

Not: Beni merak edenlere, ben iyiyim ama doğum öncesi ve sonrası da uzun müddet mutfağa giremeyeceğim. Girebilsem bile yemek günlüğümü uzun müddet yenileyebileceğimi sanmıyorum. Herkese sevgiler..

Nilüfer

Cumartesi, Haziran 16, 2007

Leylek çıkmış yola...


Leylek, çok değerli ve ağır yükünü almış, aylar sürecek yolculuğuna çıkmııış... Yolculuğun ilk ayları oldukça zorlu hava şartlarında geçiyormuş. Sonraki aylarda daha güzel havalarda uçacağını düşünüp, emanetini sağ salim sahiplerine ulaştıracağı günü hayal ederek yoluna devam ediyormuş...

:)
Sevgiler,
Nilüfer

Cumartesi, Mayıs 19, 2007

YE #22: Tahinli Rulo ve Kurabiye


Etkinlikten bir gün önce haberim olunca kurabiyemi bugün yayınlayayım dedim. Öncelikle herkesin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını kutlarım. Bu sefer etkinlik güzel bir tarihe denk gelmiş ve konusu da çok güzel. Kurabiye bizim evde en çok sevilip tüketilenlerden. Evsahibi Hülya Hanım'a teşekkürler...

Tarif, anneciğimin olup ben bütün hamuru rulo değil de bir kısmını kurabiye şeklinde yaptım. Bir parça koparıp yuvarladım, ortasına parmağımla bastırıp bir çay kaşığıyla tahin, onun da üzerine toz şeker serptim. Şekerin de üzerine fındık kırığı serptim. Fırından çıkınca da pudra şekeri... Rulo ile kurabiyeler aynı hamur olsa da nedense farklı gibi oldu, kurabiyeler çok daha beğenildi.

Malzemeler:

  • 250 gr oda sıcaklığında margarin
  • 5 kaşık pudra şekeri
  • 1/2 su bardağı yoğurt
  • 1 pk kabartma tozu
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 4-5 bardak un (Ben aldığı kadar kullandım)

İçine: tahin, toz şeker, fındık kırığı

Üzerine: Yumurta sarısı, pudra şekeri

Yapılışı:

  • Margarin ile pudra şekerini iyiyce karıştırın.
  • Sonra diğer malzemeleri katarak kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin.
  • Hamuru üçe bölün.
  • Ayırdığınız parçaları dar dikdörtgen şeklinde açıp üzerine tahin sürüp, onun da üzerine toz şeker serpip sonra da fındık kırığı serperek rulo gibi katlayarak veya iki yanını ortada birleştirip ters çevirerek yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine koyun.
  • Üzerine yumurta sarısı sürün. (Bence sürülmese de olur.)
  • İsterseniz bir kısım hamuru ceviz büyüklüğünde kopartıp, yuvarlayın. Ortasına parmağınızla bastırarak çukur elde edin. Tepsiye dizin. Bu çukura önce tahin, sonra şeker, onun da üzerine fındık kırığı koyun.
  • 175 derece fırında pembeleşene kadar pişirin.
  • Çıktıktan sonra üzerine pudra şekeri serpin.
  • Afiyet olsun...

Ayrıca daha önce vermiş olduğum diğer kurabiye tariflerime de çok güveniyorum, çok güzellerdi. Onlara da Tatlı-Tuzlu Kurabiyeler bağlantısından ulaşabilirsiniz... :)

Perşembe, Mayıs 17, 2007

Sıcak Tahinli Kek


Sıkıldınız değil mi sayfaya her geldiğinizde alttaki yazıyı görmekten, ben de sıkıldım. Değiştirme vakti geldi de geçti ama ben mutfakta pek bir faaliyet yapamıyorum.

Bu sıcak tahinli keki kız kardeşim yaptı. İçinde hem tahin hem de çikolata var. Bana kalırsa çikolata şelalesine tahin eklenmiş bir tür... Fox Tv de izlemiş tarifini. Tatlı krizlerine birebir. Yalnız bana şekeri çok fazla geldi, ikinci yapışımızda yarıya indirdik şeker ölçüsünü tam oldu.

Tarif en kısa zamanda... ;)

Posted by Picasa

Cumartesi, Nisan 14, 2007

3X3 Oyunu

Sevgili Hülya Hanım'cığım sobelemiş beni. 3 gün müddeti varmış meğer ben 3 günü geçirdim mi farkında değilim. :)

1.1. Daha once yasadiginiz 3 sehir?
Kocaeli ve Ankara. Şu anda İstanbul...

1.2. Tatil icin gittiğiniz, gördüğünüz ve önermek istediginiz 3 yer?
Ayvalık: Şeytan Tepesi'nden güneşin batışını mutlaka seyretmek gerek.
Bodrum: Denizin rengi bile daha güzel...
Kuşadası.


1.3. Yasamak istediğiniz (görmediğiniz de olur) 3 sehir?
Herşeye rağmen İstanbul'da yaşamayı seviyorum.

Venedik ve Kuala Lumpur'u görmek isterdim.

2.1. Su anda ki mesleğiniz nedir?
Mesleğim bilgisayar mühendisliği ama şimdilik çalışmıyorum, annelik gibi zor bir meslekle iki yıldır meşgulüm.

2.2. Dünyaya yeniden gelseydiniz, hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Kendi mesleğimi seviyorum ama doktor da olabilirmişim...

2.3. "Kesinlikle ben yapamazdım" dediğiniz meslek nedir?
İyi konuşma ve pazarlama kabiliyeti gerektiren tüm meslekler...

3.1. Yaşam felsefenizi oluşturan sözlerden biri?
"Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma."

3.2. Bir kitapdan alınma, çok sevdiginiz bir cümle veya paragraf veya bölüm?
Mutlaka oluyor ama öyle bir şeyi asla hatırlayamam ki ben... Kitapları elime alıp tek tek bakmam lazım. :)


3.3. Çok sevdiginiz bir şiirin bir parçası?

Açıkcası şiirle aram yoktur. Ama Ahmet Altan'ın nilüferler için yazdığını seviyorum.

"... Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım.
Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı.
Hayat da böyle bir şeydi benim için; hepbir yerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatın özeti buydu. ..."

Bir de 3 tarifin her birini, 3 arkadaşıma ithaf etmem gerekiyormuş.




1. Çikolata Şelalesi 'ni, Arzu, Ümran ve Gülenay'a;







2. Ispanaklı Mayalı Çörek 'i, Safran, Pembeli ve Nezaket'e;




3. Şekerleme 'yi de Defne, Beyhan ve Betül'e ithaf ediyorum...

Cuma, Mart 30, 2007

Yağsız Yoğurt Tatlısı


Efendim, öncelikle herkesin mübarek mevlid kandilini kutlar; hayırlara vesile olmasını dilerim.

Bu mübarek günde ben de sizlere çok güzel bir tatlı tarifi vereyim. Aslında tarif, defterimde Munise Teyze tatlısı olarak yazılı ama öyle başlık koyamayacağım için bu adı uydurdum. Ablam'ın (görümcem) ahbabı olur kendileri, yeğenin nişanı zamanı yapmış getirmiş, bayıldım, o kadar hafif, o kadar yumuşaktı ki. Hemen tarifini aldım ve geçen hafta arkadaşıma giderken yapıp götürdüm. Hatta şimdi arayıp sordum ikram ettiği herkes çok beğenmiş, kesinlikle sitene koy dedi. :) (Kurabiyeler de öyle :))
Fotoğraf mecburen tepside çekildi, ama en kısa zamanda eşime de yapacağım. O zaman daha güzel fotoğraf çekmeğe çalışırım.

Malzemeler:
  • 3 adet yumurta
  • 6 kahve fincanı un
  • 4 kahve fincanı şeker
  • 4 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • Yarım limonun suyu

Şerbeti:

  • 10 kahve fincanı şeker
  • 13 kahve fincanı su (biraz limon suyu da ekle)

Yapılışı:

  • Önce şerbeti yapın. Şeker, su ve limon suyunu tencereye koyup kaynatın. Kaynamaya başladığı zaman 4,5 dakika ocakta tutun ve altını kapatın. Soğumaya bırakın.
  • Sonra tatlının kekini yapın. Yumurta ve şekeri çırpıp, diğer malzemeleri katıp güzelce karıştırın. (Kabartma tozu ve karbonatayı una karıştırarak koyun.)
  • Yağlanmış orta büyüklükte bir tepsiye dökün ve önceden ısıtılmış 175 derece fırında kek gibi pişirin.
  • 5 dakika soğutup şerbetini dökün.
  • Hindistan cevizi tozu ile süsleyip servis yapın.
  • Afiyet bal şeker olsuuuun...

Benden bir not: şerbetten sonra üzerine tepsi kapatırsanız, nemden tatlının üst kısmı da iyi ıslanır.

Çarşamba, Mart 28, 2007

Fırıldak Kurabiye

Daha önce nişastalı bir tarifle fırıldak kurabiye yapmıştım ama umduğum gibi değildi. Bunlar benim tarifim, aslında farklı birşey yapacaktım un miktarını kaçırmışım, ben de içine sıvıyağ ve bir yumurta ekleyip kıvamını ayarladım. Yapıp arkadaşıma götürdüm, misafirleri de vardı, beğenildi. O günden beri kızım kurabiye diye tutturdu, bugün de ona annemin tahinli kurabiyelerinden yaptım. Tarifini fotoğrafını çekince yayımlarım. :)

Malzemeler:
  • 1 paket oda sıcaklığında margarin
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • Aldığı kadar un

Yapılışı:

  • Margarin ile pudra şekerini çırpın, sonra sıvıyağı ve yumurtayı ekleyip tekrar çırpın.
  • Unu ve kabartma tozunu ekleyip elinizle yoğurun. Ele yapışmayacak kıvamda hamur olacak, çok sert ve çok yumuşak olmasın.
  • Hamurun yarısını ayırın ve içine kakaoyu ekleyip tekrar yoğurun.
  • Kakaolu ve beyaz hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizde birleştirip yuvarlayın.
  • Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.
  • Önceden ısıtılmış 170 - 175 derece fırında hafif pembeleşene kadar pişirin.
  • Afiyet olsun...

Pazartesi, Mart 26, 2007

"Nilüfer ile Mutfak Sohbetleri" 1 Yaşında


Yemek günlüğümün ve kızımın günlüğünün yaşgünü yazısını geç yazmakta geç kaldım, aslında 20 martta 1 sene oldu. Evet internet günlüğü camiasında koskoca bir yıl. E-günlük yazmaya başlamam çok ilginç oldu benim için. Bebekten dolayı internette fazla vakit geçirmiyordum, sadece anne bebek sitelerine, bebek alışveriş sitelerine ve e-postalarıma bakıp çıkıyordum. Bir gün bilgisayarın masaüstünde yemek adında bir klasör gördüm. Baktım portakal ağacı sitesinden bir kaç tarif kaydedilmiş. O vesileyle girdim inceledim, onun bağlantılarından günlükten günlüğe atlayarak gezdim gördüm, imrendim. O kadar hoşuma gitti ki. Bilgisayara o klasörü ben kaydettiysem bile ne zaman yaptığımı hatırlamıyordum, acaba eşim mi kopyaladı bana mesaj vermek için diye düşündüm. Çünkü yemek işini önemsemememden dolayı oldukça rahatsızdı, arada ince ince bu konuya değiniyordu.

Ben de bir günlük açayım hem bir şeyler yapmayı öğreneyim hem de eşim de büyüyen kızım da mutlu olsun istedim. Çünkü ancak yapıp sergileme arzusuyla kendimi geliştirebilirdim. Tam düşündüğüm gibi oldu, çok şey yapmayı öğrendim. Hala da bilmediğim çok şeyi öğreniyorum. Ayrıca kızım için de günlük açtım ve annelerin günlüklerini okuyarak da çok şey öğrendim. İlk zamanlar hiç yorum yazanım yoktu, sadece kendi arkadaşım yazmıştı. Yabancı ilk yorum yazanım Beyhan'dı. Beni çok heveslendirdiği için onun yeri bir başka benim için. Sonra günlüklerini okuduğum çok arkadaşım oldu, herkesi çok seviyorum.

Bir ara, herkes çok güzel şeyler yapıyor benim günlüğümün bir özelliği yok gibi düşüncelere kapılarak günlüğümü sildim, sadece kızımın günlüğüne yazıyordum, fazla dayanamadım ve yemek günlüğümü tekrar açtım. Burası birçok komşunuzun olduğu mahalle gibi ayrı kalınca özlüyorsunuz. Tek sorun bağımlılık yapıyor, günlükleri okuyacağım derken çok fazla vakit harcanıyor. Eğer siz komşularınızı ziyaret edip yorum yazmazsanız onlar da size yazmıyorlar. :( Yine de sayaçtan günde ortalama 100 kişinin bile sayfalarımı gezdiğini görmek güzel.

İşte böyle bir açılış hikayesi var günlüğümün. Bu ara özel işlerim var çok fazla ilgilenemiyorum, mutfakta da fazla vakit geçiremiyorum. Aralıklı da olsa birşeyler ürettiğimde yazmaya çalışacağım. Ama kızımın günlüğünü ihmal edemem onun için herşey o kadar hızlı gelişiyor ki, yazmayınca unutuyorum...

Sevgiyle kalın, hoşcakalın...
Nilüfer

Çarşamba, Mart 14, 2007

Çorum Tandır Kebap



Eğer bir gün yolunuz Çorum'a düşerse, ünlü Tandır Kebapçı Zarif Usta'nın çarşıdaki yerine uğramadan geçmeyin. Rahmetli usta'nın mesleğini devam ettiren oğlu Ali Usta'nın hazırladığı bu kebabın tadını asla unutamayacaksınız. Yalnız geç kalmamak gerek çünkü saat 13, 14'den sonra kebap kalmıyor.

Salı, Mart 06, 2007

Çay Mönüsü

Komşularımla her hafta bir gün toplanıyoruz. Böylelikle sürekli görüşmüş oluyoruz ve güzel oluyor. Şubatın son günü de bana geldiler. Fotoğraflardakiler onlar için hazırladıklarım. Sırasıyla anlatayım:

Çikolatalı pasta

Bu pastanın kekini sade pandispanya yaptım. Kremasını ise hazır kakaolu krema kullandım. Ortasına ve kenarlarına damla çikolata koydum. Üzerine ise gofret rendeledim ve kingtop gofretlerle süsledim.

Kıymalı Kömbe

Oktay Usta'dan seyrettiğim bu kıymalı kömbe tarifim silinen tariflerim arasında tekrar ekleyeceğim ama bu tarifi kabaklı olarak da denemiştim. Onun tarifine buradan ulaşabilirsiniz.

Cevizli kurabiye ve sade kurabiye

Cevizli kurabiyeler, fotoğrafda üzeri pudra şekerli olanlar, ağızda dağılan çok güzel kurabiyeler oldular, tarifini ablamdan (görümcem) aldım. Sade kurabiyelerim ise daha önce yayımladığım çikolata damlalı kurabiyelerin sadesi.

Tahinli kek

Etkinlik için yapmış olduğum bu kekten, komşularıma da yaptım. Eğer bir tahin severseniz, mutlaka deneyin.

Tavuklu patatesli börek

Daha önce yayımlamış olduğum kıymalı patatesli böreğe benzer tavukla yaptım ve üç yerine iki yufkayı üst üste koydum. Ayrıca ıslatırken biraz da süt kullandım.


Amerikan salatası

Çok büyük bir kolaylık, hazır garnitür ve mayonezi karıştırıp, içine biraz da salatalık turşusu doğradınız mı işte size amerikan salatası.

Mor lahana salatası

Bu salatayı yapmayı yetiştiremedim, komşuma malzemeleri verip tarif ettim, o yaptı. Mor lahanayı doğrayıp tuzla ovuyorsunuz, sarımsaklı yoğurt ve iki kaşık mayanozle karıştırıyorsunuz.

Bir önceki yazımın yorumlarına bakınca, arayı biraz açtığım için bazı arkadaşlar beni merak etmişler, hepinize çok teşekkür ederim. Beni düşünüp merak ettiğiniz için çok mutlu oldum desem yalan olmaz. Günlük koşuşturmacalar, küçük bir çocukla ve mevsim hastalıklarıyla uğraşmak derken bilgisayar başına oturamadım. Allah'a şükür kötü bir şey yok.

Herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum, şimdilik hoşcakalın.

Pazartesi, Şubat 19, 2007

YE # 19 KEK : Tahinli Kek


Bir etkinlik daha geldi çattı, bu aylar çok çabuk geçiyor. Bu ayın etkinliğinin evsahibesi Kekevi'nden Ayşenur, konumuz da kekler. Bundan daha güzel bir konu olamazdı zaten. Kendisine hem konuyu seçtiği için hem de etkinlikteki evsahibeliği için çok teşekkür ederiz. Onu oldukça yoracağımızı tahmin ediyorum ;) Ben etkinlik için üç çeşit kek yaptım. Kimbilir ne kadar güzel kek tarifleriye karşılaşacağız.

Tahinli keki kitapta (Tatlım, Doğan Gazetecilik) görür görmez yapmaya karar vermiştim. Bir akşam çaya arkadaşlarımız gelince, onlara hemen bu keki yaptım. Çok beğendiler ve tarifini istediler, etkinlikten bahsedip, o tarihte sitemde bulabilirsiniz dedim :) Gerçekten çok lezzetli olduğunu, özellikle de üzerindeki tahinin çok yakıştığını söylemeden edemeyeceğim.

Malzemeler:

  • 3 adet yumurta
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2,5 su bardağı un
  • 8 yemek kaşığı tahin (yarısı üzeri için)
  • 2 yemek kaşığı toz şeker (üzerine)
  • Ceviz kırığı (üzerine)

Yapılışı:

  • Yumurtalarla şeker beraber çırpılır.
  • Yoğurt ve sıvıyağ eklenir ve biraz daha çırpılır.
  • Un ile kabartma tozunu karıştırıp içine ekleyin ve karıştırın.
  • 4 kaşık tahini de ekleyip tekrar bir karıştırın.
  • Yağlanmış, ortası delik kek kalıbına dökün ve önceden ısınmış 175 derece fırında pişirin.
  • Pişip fırından çıktıktan sonra, kalan tahini üzerine kaşıkla eşit olarak döküp sürün.
  • Tahinin üzerine 2 çorba kaşığı kadar toz şeker serpin ve ceviz kırığı ile süsleyin.
  • Afiyet bal şeker olsun...

YE #19 KEK: Armutlu Kek

Sofra Dergisinin Eylül 2006 sayısının özel konusu keklerdi. Ne zamandır oradaki armutlu keki denemek istiyordum, sonunda kızımın doğumgününde annemlere yaptım. Çok beğendiler. Büyük düz bir kalıba yaptığım için ince bir kek oldu. Siz daha küçük kalıba yaparsanız, kalın bir göz dolduran bir kekiniz olabilir. Ben tarifte kendime göre ufak değişiklikler yaptım.

Malzemeler:

  • 1,5 su bardağı pudraşekeri (toz şeker kullandım)
  • 2 yemek kaşığı margarin
  • 3 adet yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 su bardağı un
  • 2 adet armut
  • 4 yemek kaşığı kayısı marmeladı (bal kullandım)

süslemek için: file badem (fındık kullandım)

Yapılışı:

  • Şeker ile margarini kaba alıp iyice çırpın. Sonra yumurtaları ve yoğurdu ekleyip çırpmaya devam edin.
  • Kabartmatozunu una karıştırıp, unu da karışıma ekleyin. Güzelce karıştırın ve yağlanıp unlanmış 20 cmlik düz kalıba dökün. Benim kalıbım 28 cmdi.
  • Temizleyip dilimlediğiniz armutları kekin üzerine dizin.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 40-45 dakika pişirin.
  • Çıkarttıktan sonra üzerine marmeladı veya balı sürün. File bademle veya benim gibi fındıkla süsleyip servis yapın.
  • Afiyet olsun...

Porsiyon Kekler



Keki bu şekilde sunmayı sevgili Arzu (Armeda)'da görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti. Her zamanki sade kekimin malzemesini arttırıp dikdörtgen bir tepsiye yaptım. Piştikten sonra kare parçalara kestim ve Arzunun tarif ettiği sütlü kakaolu sosa buladım. Üzerine de çikolata eritip sürdüm, fındıkla süsledim. Çok güzel oldu, bir daha daha küçük karelere keseceğim ve üzerini farklı farklı süsleyeceğim. Becerikli Arzu'cuğuma çok teşekkür ederim.

Arttırdığım kekin ölçüleri:

  • 3 adet yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 su bardağından 1 parmak eksik sıvıyağ
  • 1,5 su bardağı süt
  • 3 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1-2 damla limon suyu

Sosu için: 1 su bardağı süt, 2,5 yemek kaşığı kakao, 2,5 yemek kaşığı pudra şekeri

Sos pişirilmiyor, kek parçasının dört bir kenarını batırıp çıkartıyorsunuz. Sonra da hindistancevizine batırıyorsunuz.

Pazartesi, Şubat 12, 2007

İnci'nin Doğumgünü Pastası


Biricik kızımın doğumgünüydü 10 Şubat. Onunla ilgili herşeyi onun günlüğüne yazıyorum zaten, burada da onun için yaptığım pastayı yazayım. Dergide renkli leblebi şekerli bir pasta gördü ve onu istedi. Yaparım diye söz verdim ama renkli leblebi yakın civarda bulamadım ben de Kent'in renkli jelibon şekerlerinden alıp pastasını onlarla süsledim. Rahatsızlandığı için bizde olacak doğumgünü partisini iptal ettik, ama cuma günü komşumuzda gün vardı, başka çocuklara da nezlemizi bulaştırma olasılığına rağmen (zaten hepsinin burnu akıyordu) pastamızı alıp çıktık. Orada da pastaya ilave süs koydular ve minik bir doğumgünü partisi oldu. İkinci parti de pazargünü annemlerle oldu. Ama o zaman pasta hazırdı, çünkü ben de rahatsızdım...

İnci'nin pastasının içi muzlu kremalı, üzeri ise kremşanti. Pastanın tarifi Ferhan Hanımın günlüğünde var. Herhalde ununu biraz fazla koydum umduğumdan biraz daha sertti, çok rahat üç parçaya kesildi, ama bol sütle ıslatınca gayet güzel günü kurtardı. Hatta ben yine mükemmeliyetçilik yapmayıp dilimi tutsaydım, sert oldu biraz demeseydim kimse anlamayacaktı. Çok güzel çok beğendik, çok hafif olmuş dediler, ben sürekli denediğim için sen bilip anlıyorsun dediler.


Pazartesi, Şubat 05, 2007

Pazı Dolması


Komşumda duydum bu dolmayı, haftasonu denedim. İlk tatmak babama nasip oldu, dün bana uğradı bir ara, beğendi yemeğimi, yaprak dolması gibi dedi. Bir de domates çorbası yapmıştım, çok sevdiğini söyledi, bu zamana kadar babamın domates çorbasını çok sevdiğini bilmiyordum. Nasıl yaptın salçayla mı dediğinde Knorr nasıl tarif ettiyse öyle diyemedim :))

Malzemeler:

  • 1 demet pazı
  • 250 gram kıyma
  • Yarım çay bardağından biraz fazla pirinç
  • 1 adet soğan
  • 1 adet domates
  • bir tutam maydanoz
  • tuz, karabiber
  • sıvıyağ
  • salça
  • bir tutam şeker (pişerken üzerine)

Yapılışı:

  • Pazılarınızı güzelce yıkayın ve saplarını kesin, sadece yaprakları kalsın.
  • Bir tencerede su kaynatın ve biraz içine tuz atın.
  • Pazıları bu kaynayan suya sokup çıkartın. Fazla tutarsanız saramazsınız parçalanır.
  • Diğer malzemelerden dolma içi hazırlayın.
  • Yumuşamış pazı yapraklarını ortadan ikiye kesin, ortasının damarını çıkartın.
  • İki parçaya ayrılıyor, her bir parçayı yaprak dolması sarar gibi sarın. Yada harcı kıyısına koyup üçgen üçgen katlayın daha kolay oluyor.
  • Tencerenin dibine biraz sıvıyağ ve salça koyun. Dolmaları üzerine yerleştirin.
  • Üzerine su koyup birazcık tuz ve şeker serpin. Bir tabak kapatın, dolmalar pişerken havaya kalkmasın.
  • Pişince tabağı üzerinden alın. Afiyet olsun..

Not: Ispanak yemeğine annem biraz şeker koyar, acısını alsın diye yoksa acımsı olabilir. Pazı da aynı olabilir diye ben ona da şeker koydum...

Salçalı Biftek


Internette arayıp sevgili Aslı (Tarçın'ın Mutfağı) nın sitesinde bulduğum tarifi yaptım. Gayet lezzetli ve pratik oldu, düdüklü kullanmak insana çok vakit kazandırıyor.

Papaz Yahni

 


Sofra Dergisinin bu ayki sayısında vardı. Ne zamandır arpacık soğanlı yemek yapmadığımı hatırladım ve papaz yahni yaptım. Yemek yemeden önce fotoğraflayamadım ama kalanı iki kulpluya koyarken fotoğrafını çektim ;) Pratik arada sırada yapılabilecek bir yemek, tabi kuzu eti ile aranız iyiyse..

(Yapılışını fırsat bulunca yazacağım...)

Çarşamba, Ocak 24, 2007

Meyveli Pasta

Bugün şu saat itibariyle hayatımın 31 senesini bitirmiş oldum. Mutluluklar, hüzünler, sevilenler, sevenler, doğrular ve yanlışlarla dolu seneler... Mutluyum, aşık olduğum bir eşim, canımdan can kızım, ikişer tane annem babam, kardeşlerim, abi ve ablalarım, dostlarım, arkadaşlarım, sevdiklerim, sevenlerim var ve de sizler varsınız sevgili blog okuyucularım, sanal arkadaşlarım... Herkese teşekkür ederim, iyi ki varsınız, iyi ki hayatımdasınız...Daha ne kadar ömrüm var bilmiyorum ama nasıl geçmesini istediğimi biliyorum :)

Gelelim pastaya, bu aralar pasta yapma merakım var. Çok tatlı insanlardan oluşan çikolatalıpasta yahoo mail grubuna üye oldum. Mühtiş pastalar yapıyorlar, onlardan öğrendiklerimle ben de basit bir pasta yaptım şimdilik, henüz çok acemiyim ve pastacılık malzemeleri almaya karşıya gidemedim. Bu pastanın pandispanyasını kendim yaptım, kreması için dr oetker hazır pasta kreması kullandım. İlk defa sıkma torbası kullanıyorum, o yüzden pek tutturamadım süslemeyi. İçi muzlu, üzeri de portakallı...

Eşim pastayı yediğinde güzelmiş nerden dedi, hazır sandı. Ben yaptım deyince çok güzel olmuş dedi. Sevindim :)

Malzemeler:

Pandispanya için:

  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya

Kreması: 1 paket dr oetker vanilyalı pasta kreması (paketteki tarife göre hazırlanır)

Meyve: İçine muz dilimleri, üzerine 2 adet portakalın dilimleri...

Yapılışı:

  • Yumurta ve şekeri uzunca bir müddet mikserle çırpın.
  • Sonra un, kabartma tozu ve vanilyayı karıştırıp eleyerek ekleyin.
  • Pütürsüz olana kadar tahta kaşıkla karıştırın.
  • Sadece altını yağlayıp un serptiğiniz yuvarlak kalıba dökün. Benim sadece 28 cmlik kalıbım var, ona döktüm...
  • 175 derece önceden ısıtılmış fırında ortasına sapladığınız kürdan temiz çıkana kadar pişirin.
  • Pişen keki alıp soğutun sonra streç filmleyip bir gece bekletin.
  • Ertesi gün kremasını yapıp, keki enlemesine ortadan ikiye bölün.
  • Süt ile kekinizin iki parçasını da ıslattıktan sonra alt tabana kremasını sürün ve muzları yerleştirin.
  • Üst katı üzerine yerleştirip, kalan kremayla sıvayın. Üzerini portakal dilimleriyle veya arzuladığınız başka meyveyle süsleyin.
  • Afiyet olsun...

Pazar, Ocak 21, 2007

Pırasalı Börek



Malzemeler:

  • 3-4 adet yufka
  • 1 kilo ince pırasa
  • 1 adet iri soğan
  • tuz, karabiber
  • sıvıyağ
  • 1 adet yumurtanın sarısı üzerine
  • çörekotu
  • Süt, sıvıyağ karışımı

Yapılışı:

  • Soğanı yemeklik doğrayıp sıvıyağda biraz soteleyin.
  • Pırasaları da ince ince doğrayıp soğana katın ve soteleyin.
  • Tuzunu biberini de ekleyin...
  • Yufkayı masaya serip dörde bölün. Sütlü karışımdan serpiştirin.
  • Her parçanın geniş kenarına harçtan koyup arzuladığınız gibi katlayın.
  • Tepsiye dizip üzerlerine yumurta sarısı sürün ve çörekotu serpin...
  • 200 derece ısınmış fırında kızarana kadar pişirin...
  • Afiyet olsun...

Havuçlu Kereviz Salatası



Her zaman cevizli havuç tarator yapardım, önce havuçları biraz sotelerdim. Bu sefer çiğden kerevizli ve havuçlu salata yaptım. Bence ceviz bu salataya lezzet katıyor ve yoğurtlu salatalar da insana ferahlık veriyor, yapmamış olan varsa tavsiye ederim...

Malzemeler:
  • 2 adet kereviz
  • 1 adet havuç
  • ceviz
  • bir kase yoğurt
  • 1 yemek kaşığı mayonez
  • sarımsak
  • tuz
  • limon suyu

Yapılışı:

  • Kerevizi ayıklayıp rendeleyin ve biraz limon suyu sıkıp karıştırın...
  • Havucu da rendeleyip içine katın.
  • Yoğurdu, mayonezi, dövülmüş sarımsağı, çekilmiş cevizi ve tuzu da ekleyip karıştırın.
  • Üzerini dilediğiniz gibi süsleyip servis yapın.
  • Afiyet olsun...

Cumartesi, Ocak 13, 2007

Lavaşdan Beyti (Tortilladan...)


Yeni yılda merhaba herkese,
Senenin bu ilk yazısında yemek tarifiyle başlıyorum. Bu tarifi internetten buldum. Sevgili Hanife'nin günlüğünde ve tarif defteri forumunda var. Her ikisine de bu güzel tarif için teşekkür ederim.

Bir sebepten almış olduğum lavaş diğer adıyla tortillalarım vardı. Ne yapılır bunlarla diye araştırırken buldum. Meğer yurtdışındaki arkadaşlar lahmacun bile yapıyorlarmış.

Tarif çok kolay; kıyma, soğan, salça ve baharat kavrularak hazırlanan iç harç lavaşların üzerine sürülüyor ve rulo olarak katlanıyor. Sonra 3-4 cm uzunluğunda kesilip tepsiye diziliyor, 200 derece önceden ısıtılmış fırında 10 dakika pişiriliyor. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve kızdırılmış biber dökülerek servis ediliyor. Gayet lezzetli, pratik bir yemek karşınıza çıkıyor, afiyet olsun... :)
Tarifi bu şekilde ölçüsüz yazdım, ölçülü hali kaynak sitelerde...